Silme yapmak, silmedoldurmak, düzlemek, (zahireölçerken şinik doldurulduktansonra, doğruk olan kısmın düzgünbir tahta ile silinerek seviyeninşiniğin ağzıyla aynı hizayagetirilmesi eylemi)
Soslan şinikniavzun sılamlap bir buday berdi - Soslan şiniğin ağzını silme yapıpbuğday verdi
ayaknı sılamlap birun kuyuğuz - çanağı silmedoldurarak bir un koyunuz
To erase, to fill in, to level, (the action of wiping the correct part with a smooth board after filling the crate while measuring grain and bringing the level to the same level as the mouth of the crane)