Sıltav

Turkish Definition

Bahane, özür, sebep, vesile

Karachay - Turkish Examples

Amalsız sıltav - geçersiz özür

Çaresiz bahane -

baş Sıltav uŋ nedi - esas bahanen nedir

Sıltav izlemek - bahane aramak

Sıltav un açık etmek - özürün beyan etmek

işlemezge Sıltav taphandı - çalışmamak için bahanebulmuş

ne Sıltav bıla kelmediŋ - hangisebeple gelmedin

anı Sıltav u bardı - onun özürü var

osurak kötge arpa Sıltav (d) - osurgan göte arpa (ekmeği)bahane

bu Sıltav bıla - bu vesile ile

English Definition

Excuse, apology, reason, occasion