Tabı

Turkish Definition

Fırsat, olabilirlik, imkân,mümkün, kolayı, rahatı,münasibi

Karachay - Turkish Examples

Tabı tüşmek - fırsat doğmak

Tabı tüşsekelirge bollukbuz - fırsat doğarsagelebiliriz

Tabı na tüzelmek - kolayınaalışmak

endi Tabı na tüzelgenme dakıynalmay eteme - artık kolayınaalıştığım için zorlanmadanyapıyorum

Tabı bıla - uygun olduğuşekilde

münasibiyle -

Tabı köre - kolayına geldiği gibi

mümkünolduğu gibi -

işiħi Tabı köre et - işinikolayına geldiği gibi yap

Tabı bılacürümek - mümkün olduğu şekildehareket etmek

bilgen adamğasorsan -

Tabı n saŋa aytır - bilen insanasorarsan

kolayını sana söyler -

Söznü arivu saŋa -

işni Tabı kesine (d) - lâfın güzeli sana

işin münasibikendisine -

English Definition

Opportunity, feasibility, opportunity, possible, easy, comfortable, suitable