Bulunmak, ortayaçıkarılmak, keşfedilmek, hazırolmak, ispatı vücud etmek
Tasaçha tabıldı - kayıp para bulundu
Ullu Karaçayda kümüş mağadantabılğandı - Ullu Karaçay’da gümüşmadeni ortaya çıkarılmış
madartabılsa barır edik - imkân bulunsaydıgiderdik
tambıla bılayda tabıl - yarın burada hazır ol
anı bilgenendigege deri tabılmağandı - onubilen (insan) şimdiye kadar ortayaçıkmamış
madar tabılmay turadı - imkân bulunmadan duruyor
öpkeavruvğa caŋı darman tabılğanhaparı bardı - verem hastalığınayeni ilaç keşfedildiği haberi var
To be found, to be revealed, to be discovered, to be ready, to prove