Aşav

Turkish Definition

Yeme, fayda, yemek, yem

Karachay - Turkish Examples

Aşav uğuz kalaydı? - yemeğiniz nasıl?

Gıda durumunuz nasıl? Aşav ubolmağan cer - verimi (faydası)olmayan yer

birevnü kıyının Aşav - başkasının emeğini yeme

köget Aşav - meyve yeme

Aşav eşik - yemek(ekmek) kapısı

English Definition

Eating, benefit, food, fodder