Yeme, fayda, yemek, yem
Aşav uğuz kalaydı? - yemeğiniz nasıl?
Gıda durumunuz nasıl? Aşav ubolmağan cer - verimi (faydası)olmayan yer
birevnü kıyının Aşav - başkasının emeğini yeme
köget Aşav - meyve yeme
Aşav eşik - yemek(ekmek) kapısı
Eating, benefit, food, fodder