Tavuş

Turkish Definition

Ses, gürültü

Karachay - Turkish Examples

Ayak Tavuş - ayaksesi

guguruk Tavuş - horoz sesi

sabiy Tavuş la - çocuk sesleri

davurbaz Tavuş - davul sesi

kobuz Tavuş - mızıka sesi

Cel Tavuş - rüzgâr sesi

çibin Tavuş - sineksesi

kaya kayıthan / zaŋırdağan Tavuş - kaya yankısı

kayalarda yankılananses -

soluğan Tavuş - nefes sesi

suv Tavuş - su sesi

tirmen Tavuş - değirmen sesi

Hars Tavuş - el çırpma sesi

alkış sesi -

Uşkok Tavuş - tüfek sesi

şıbıla Tavuş - yıldırım sesi

şıbırdağan Tavuş - fısıltısesi

Tavuş tolkunla - ses dalgaları

Tavuş etmek - seslenmek

Tavuş etme - sesçıkarma

gürültü etme -

açık Tavuş la - açık sesliler

ünlüler -

kısık / tunakı Tavuş la - ünsüzler

“ Tavuş etmey söleşgen -

Adamlağa akıl üretgen” (bilm) - sesetmeden konuşan

insanlara akılöğreten [kitap] -

atılıvçu Tavuş - patlayıcıses

erinli Tavuş - dudak seslisi

Sıptırılıvçu Tavuş - sızıcı ses

Tavuş eniklev - ses taklidi

bazık Tavuş - kalın ses

Tavuş undan tanıdım - sesinden tanıdım

Tavuş cayaçıkla - ses telleri

ol canındanadam Tavuş keledi - o taraftan insansesleri geliyor

motur tavuşbezdirdi - motor gürültüsü bezdirdi

Kıçırık Tavuş - çığlık sesi

Tavuş uŋu tıy - sesini tut

English Definition

Sound, noise