Durmak, ara vermek;kesilmek, sükûnet bulmak
Bılaydabir kesek tohtayık - burada birazduralım
sağatım tohtağandı - saatim durmuş
iş tohtamasın - işdurmasın
tohtap turmak - hareketsiz durmak
durupbeklemek -
suv tohtap turadı - suharetsiz duruyor
alayda tohtapturuğuz - orada durup bekleyiniz
Orada hareket etmeden bekleyiniz -
Cel tohtamaydı - yel durmuyor
Davur tohtadı - gürültü kesildi
Tavuş-tüyüş tohtap turadı - gürültüpatırtı sükûnet bulup duruyor
Tohtay bilmegen - durmasınıbilmeyen
barıp tohtağan (d) - mükemmel
en iyi -
en sonunadayanan -
barıp tohtağan usta - en620iyi usta
dıŋ bolup Tohtamak - tüfeği çamadayamak
bitip tükenmek -
tirelip Tohtamak - sonuna kadar gelip dayanmak
Dayanıp durmak -
colubuz teŋizgetirelip tohtadı - yolumuz denizedayanıp durdu
unamay Tohtamak - hayırdeyip kestirip atmak
ne küreşsekda unamay tohtadı - ne kadaruğraşsak da hayır deyip kestiripatdı
kalay tohtağın - nasıl durmalı
Tohtamışlay tohtağın (d) - Tohtamış gibi dur
tohtağan suv - durgun su
tohtağan suvçömüçden da korkar (d) - durgunsu maşrapadan bile korkar
To stop, to take a break; to cease, to find tranquility