Bırakmak, havale etmek,üstüne yıkmak, üstüne yüklemek
Koşda mallanı bolumsuz adamğatuvarırğa caramaz - çiftliktehayvanları beceriksiz adamabırakmak doğru değil
işnikarnaşına tuvarıp şaharğaketgendi - işi kardeşinin üzerineyükleyerek şehre gitmiş
mallanımaŋa tuvardıla da koydula - hayvanları benim üzerimeyıkıverdiler
To leave, to transfer, to throw upon, to burden