Tük

Turkish Definition

Tüy, yün, kıl, ot, yosun

Karachay - Turkish Examples

Ak Tük - beyaz tüy

caşnı sakalına Tük urğandı - gençin sakalına tüşçıkmış

gencin sakalı terlemiş -

Başımda Tük kalmağandı - başımdatüy kalmadı

Tük ü ketger körpe - tüyütıraşlanmış kuzu derisi

buzov Tük - bıza tüyü

kozu Tük - kuzu yünü

güzyünü -

ölür Tük ü çıkğan (d) - ölümtüyü çıkmış

kanat Tük - kanat tüyü

Tavuk Tük - tavuk tüyü

Tük arıtmak - tüy atmak

kuş Tük ünley çaçıldı - kuştüyü gibi saçıldı

Tük nü Tük gecalğamak (d) - tüyü tüye ulamak

Gugurukgu Tük lerin turğuzğandı - horoz tüylerini kabartmış

betindeçırt Tük ü cokdu - yüzünde hiç kılı yok

Tük kökürek - göğsü kıllı

ayta aytatilime Tük bitdi (d) - söyleye söyleyedilime tüy bitti

töppe Tük lerim örgeturdula - tepe tüylerim ayağakalktılar

Tük Tük bolmak - tüy tüyolmak

paramparça olmak -

anı Tük 645çaklı körmeyme - onu tüy kadar bilegörmüyorum

seni üçün canımı Tük ge sanamazma - senin için canımıtüy yerine bile koymam

ağaçnı Tük - ağacın yosunu

taşnı Tük ü - taşınyosunu

bıyıl cerge Tük bitmedi - busene yere ot bitmedi

bu yıl hiç otçıkmadı -

biçenlikni Tük ü kalaydı - çayırın çimeni nasıl

çayırın çimendurumu nasıl -

Tük da çığıvçu cerineçığadı (as) - tüy de alışık olduğuyere çıkar

English Definition

Feather, wool, hair, grass, moss