Tüy, yün, kıl, ot, yosun
Ak Tük - beyaz tüy
caşnı sakalına Tük urğandı - gençin sakalına tüşçıkmış
gencin sakalı terlemiş -
Başımda Tük kalmağandı - başımdatüy kalmadı
Tük ü ketger körpe - tüyütıraşlanmış kuzu derisi
buzov Tük - bıza tüyü
kozu Tük - kuzu yünü
güzyünü -
ölür Tük ü çıkğan (d) - ölümtüyü çıkmış
kanat Tük - kanat tüyü
Tavuk Tük - tavuk tüyü
Tük arıtmak - tüy atmak
kuş Tük ünley çaçıldı - kuştüyü gibi saçıldı
Tük nü Tük gecalğamak (d) - tüyü tüye ulamak
Gugurukgu Tük lerin turğuzğandı - horoz tüylerini kabartmış
betindeçırt Tük ü cokdu - yüzünde hiç kılı yok
Tük kökürek - göğsü kıllı
ayta aytatilime Tük bitdi (d) - söyleye söyleyedilime tüy bitti
töppe Tük lerim örgeturdula - tepe tüylerim ayağakalktılar
Tük Tük bolmak - tüy tüyolmak
paramparça olmak -
anı Tük 645çaklı körmeyme - onu tüy kadar bilegörmüyorum
seni üçün canımı Tük ge sanamazma - senin için canımıtüy yerine bile koymam
ağaçnı Tük - ağacın yosunu
taşnı Tük ü - taşınyosunu
bıyıl cerge Tük bitmedi - busene yere ot bitmedi
bu yıl hiç otçıkmadı -
biçenlikni Tük ü kalaydı - çayırın çimeni nasıl
çayırın çimendurumu nasıl -
Tük da çığıvçu cerineçığadı (as) - tüy de alışık olduğuyere çıkar
Feather, wool, hair, grass, moss