Kırılmak, parçalanmak
Cel urğanında kavdan ħanslauvaldıla - rüzgâr çarpınca kuru otlarkırıldılar
butları kolları uvalğandı - bacakları elleri kırılmış
tereknibutakları uvala tebregendi - ağacındalları kırımaya başladı
miyalasavut cerge tüşüp uvaldı - camkapkacak yere düşerek kırıldı
To break, to break apart