Uzak

Turkish Definition

Uzak, ırak, fazla, çok, uzun,boy

Karachay - Turkish Examples

Uzak şaħar - uzak şehir

Uzak ketmek - uzak gitmek

çok uzağagitmek -

Uzak barmay - çok gitmeden

Yakında -

Uzak bolmay - çok olmadı

Çok zaman geçmedi -

daha yakında -

Uzak barmay ızına kaytırık bolur - çokvarmadan geri döneceğimuhtemel

Uzak colovçuluk - uzakyolculuk

Uzak carı - uzak tarafa

çokuzağa -

col Uzak dan Uzak bola baradı - yoluzaktan uzak olup gidiyor

yoluzadıkça uzuyor -

Uzak caşav - uzunhayat

uzun ömür -

Uzak zaman - çokzaman

uzun süre -

Uzak ömür - uzunömür

Uzak ömürlü bol - uzun ömürlüol

salamı Uzak bolsun - selamı ebediolsun

selamı sürekli olsun -

selamıkesilmesin -

Uzak cuvuk - uzaktanakraba

miŋ cıllanı Uzak ına deri - binyılların ötesine kadar

bin yıllaruzağı bir zamanda -

cıl Uzak ı - yıluzunu

yıl boyu -

kün Uzak ı - gün boyu

Uzak tavla - ırak dağlar

English Definition

Far, far, much, much, long, tall