Üzük

Turkish Definition

Parça, kırıntı, bölüm; köken, soysülale

Karachay - Turkish Examples

Kitapdan bir Üzük oku - kitaptanbir bölüm oku

sürgünde bizni tük tük Üzük Üzük çaçtıla - sürgün sırasında bizi tüytüy parça parça dağıttılar; igi malnı Üzük ü

sizni Üzük ügüzkaysıdı - sizin sülaleniz hangisidir

Aman ħansnı Üzük ü bek bolur (as) - kötüotun kökeni sağlam olurmuş

English Definition

Piece, scrap, section; origin, lineage