Aylanmak

Turkish Definition

Gezmek, dolaşmak,dönmek, dolaşmak, çevrilmek

Karachay - Turkish Examples

Minib Aylanmak - binip gezmek

at bıla Aylanmak - at ile dolaşmak

uvğa Aylanmak - avadolaşmak

avlanmak -

calda Aylanmak - ırgatlıkta gezmek

calan ayak Aylanmak - yalın ayak dolaşmak

tögerek Aylanmak - çepeçevre dolaşmak

kendi eksenietrafında dönmek -

birgesine Aylanmak - beraberinde dolaşmak

konaklıkda Aylanmak - misafirlikte gezmek

alıp Aylanmak - alıpdolaşmak

ızından Aylanmak - peşindendolaşmak

üynü tögereginde Aylanmak - evin çevresinde dolaşmak

köz aça Aylanmak - gözünü açmaya başlamak

biraz Aylanmak - biraz dolaşmak

köçüb Aylanmak - göçerlikte dolaşmak

boş Aylanmak - boşgezmek

havle Aylanmak - hayta haytadolaşmak

atıla-satıla Aylanmak - atılıp-satılıp dolaşmak

arı-beri Aylanmak - öteyeberiye dolanmak

urçukça Aylanmak - iğgibi dönmek

birevge Aylanmak - başkasıiçin çalışmak

bir canına Aylanmak - birtarafına dönmek

hallolmak (mec)ızına Aylanmak - geri dönmek

çüyresine Aylanmak - tersine çevrilmek

müyüşden Aylanmak - köşeden dönmek

acirge Aylanmak - aygıragelmek (kısraklar için)

buğağa Aylanmak - boğaya gelmek (inekler için)

Alalmay Aylanmak - alamadan dolaşmak

Karağanlay Aylanmak - bakarak gezmek

Keterge Aylanmak - gitmeye hazırlanmak

Amanlık etib Aylanmak - kötülüktedolaşmak

calınçak bolub Aylanmak - yalvarıp gezmek

izleb Aylanmak - arayıpgezmek

içib Aylanmak - sarhoş gezmek

Kaçıb Aylanmak - kaçıp dolüşmak

tonavuletib Aylanmak - soygunculuk yapıpdolaşmak

allı Aylanmak - iyiliği tutmak

Dostluğu tutmak -

artı Aylanmak - küsmek

Münasebetini kesmek -

arkasınıdöndürmek -

haman aytıb Aylanmak - heryerde söyleyip gezmek

köbgeniızına aylanŋandı - şişliği geridönmüş (inmiş)

anı bıla menitirmenibiz bir canına aylanadı - onunla benim değirmenimiz aynıyönde dönüyor

üynü terezelericolğa aylanıbdıla - evin pencereleriyola bakıyor

cetmegen cerlerikalmay aylanadıla - gitmedik yerbırakmadan dolaşıyorlar

üy işlergeallı aylanŋandı - ev yapmaya çokheveslenmiş

ev yapmaya çokkararlı -

sabiy kömeden beriaylanŋandı - çocuk kızamıktan geridönmüş

bu sağatda anı çarhıallına aylanŋan zamandı - şimdionun çarkının öne döndüğüzamandır (deyim)

aylanŋan it nesüyek tabar -

ne tayak tabar - dolaşan it ya kemik bulur

yadayak bulur (a-s) Aylanmalıdönemeçli -

English Definition

To wander, to wander, to turn around, to go around, to be turned around