Baş

Turkish Definition

Baş, kafa; tepe, zirve; menşe,kaynak

Karachay - Turkish Examples

Baş avruv - baş ağrısı

Baş cartı - başın yarısı ( genelliklehayvanlar için kullanılır)

Baş süyek - kafa kemiği

Baş aylanŋan - başdönmesi

Baş bulğamak - kafasallamak

Baş cuvmak - baş yıkamak

Baş cülüvçü - başı tıraş eden

berber -

Baş cülüv - saç kesme

başı tıraşetme -

Baş költürüv - baş kaldırma

Isyan -

Baş költürmey - kafasınıkaldırmadan

Baş silkmek - kafasilkelemek

baş sallamak -

Baş ınsılamak - kafasını okşamak

başımçaçılıp baradı - kafam patlayıpgidiyor

Baş ha cıymak - kafayakoymak

kafasına yerleştirmek -

Başımı katıştırdıŋ - kafamıkarıştırdın

Baş da tutmak - kafasındatutmak

akılda tutmak -

Baş ında suvubolmağan (d) - kafasında beyniolmayan

akılsız -

suvnu Baş ı - suyunkaynağı

sütbaşı - sütün kaymağı

Baş ı açık - başı açık

tavnu Baş ı - dağıntepesi

üynü Baş ı - evin başı

dam -

Lampa Baş - lamba şişesi

Baş ın açmak - ayakğa deri başın açmak

Baş ıncapmak - başın örtmek

adam Baş ına - kişi başına

on Baş lı üydegi - on nüfuslu aile

Baş dan ayakğa deri - baştan sona kadar

buday Baş - buğday başağı

Baş kusmak - başakvermek (ekinler için)

Baş borç - ilkgörev

ilk vazife -

Baş daracalı - birinciderecede

Baş savğa - en önemliarmağan

Baş borçum - ilk vazifem

Baş çurum - baş sebep

esas sebep -

Baş ın aldamak - kendi kendinialdatmak

Baş ha bardırmak - keskinleştirmek

akıcı halegetirmek -

Baş ha barğan bıçak - ustura gibi keskin bıçak

tıraşedecek derecede keskin bıçak -

Baş begitmek - aklını başına toplamak

Olgunlaşmak -

Baş ına bek adam - kendine hakim adam

aklına sahipinsan -

Baş bıla - tamamen

hepsi -

Baş bıla berdi - tamamını verdi

katın Baş ıbıla - kadın haliyle

Baş ı bılabardırmak - çok iyi yapmak

Mükemmel yapmak -

iyi becermek -

Baş ı bıla bardırmasam da etergeküreşirme - mükemmelyapamasam da yapmayaçalışacağım

Baş cükge salmak - kendini rehin vermek

kefil olmak -

Kendini teminat olarak ortayakoymak -

Baş ına boş etmek - serbestbırakmak

hürriyetini vermek -

Baş ıncaraşdırmak - kendisine çeki düzenvermek

Baş ın cürütmek - kendikendini idare etmek

kendinigeçindirmek -

Baş ın kişige teŋetmegen - kendini kimseye denkkabul etmeyen

kendini her kestenüstün gören -

Baş kün bıla boş kün(d) - baş gün ile boş gün

haftasekiz Pazar dokuz -

sık sık -

Baş kakmak - uyuklamak

Baş ında kazankaynaydı - kafasında kazankaynıyor

anı Baş ı palahğa kalğandı - onun başı belaya girdi

Baş ın kaşırğazamanı cokdu - başını kaşımayavakti yok

Baş ın koruvlamak - kendinikorumak

kendini savunmak -

Baş ımıkırdışın kobardı (d) - başımın saçınıyoldu

iki ayağımı bir pabuça soktu(d) -

bıktırdı -

Baş ın saklamak - başınıbeklemek

yanında nöbet tutmak -

Baş ın suvğa atmak - kendini suyaatmak

anı Baş ı savdu - o henüzhayatta

Baş ından suvuk suv99kuyğança (d) - tepesinden soğuksu dökülmüşçesine (d)

Baş turğuzmak - baş kaldırmak

isyanetmek -

Baş tuthan adam - kendikendini geçindiren adam

geçiminisağlayan adam -

Baş ına hayırıbolmağan - kendine hayrı olmayan

Başıŋa çığırmı kerekdi (d) - başınınkel olmasını mı istiyorsun

daha neistiyorsun -

fazlası can sağlığı -

Baş ınaerkin - özgür

hür -

bağımsız -

Baş ıŋaurma - kafana vurma

ne ataŋı başıbardı (d) - ne ölünün körü var

Halallığım Baş ıma cav bolğandı - iyialbliliğim başıma dert açtı

Baş ıŋkirmezlik cerge ayağıŋı sukma(as) - başın girmeyecek yereayağını sokma

Baş ıŋ suvuk bolsa daayağıŋı cılı tut (as) - başın üşüsede ayağını sıcak tut

Baş ın sılağannıit da biledi (d) - başını okşayanıköpek de bilir

Baş ı ezilmegen cılanölmez (d) - başı ezilmeyen yılanölmez

English Definition

Head, head; peak, peak; origin,source