Fırlatmak, fırlatıpatmak, tutup yere çalmak, yerevurmak
Soslan karşçı göcepnibelinden tutup bırğadı - Soslanrakip pehlivanı belinden kavrayıpyere çaldı
“Biynöger kopdu cankirdi-Altınlısın tutup bırğadı”(Biynöger kalktı canlandı-Silahınıtutup yere fırlattı-halkşarkısından) -
To throw, to throw, to knock down, to knock down