Biri, birisi, kimisi, birbaşkası; bir kişi, bir adam
Birev bir hapar aytdı - birisi birhaber söyledi
Birev seni soraedi - biri seni soruyordu
Birev nüotuna Birev canar (d) - birininnarına bir başkası yanar
Birev nüaythanına karasaŋ katınıŋdanayrılırsa (as) - başkasınınsözüne bakarsan karındanboşanırsın
Birev aşap kutulur -
Birev calap tutulur (as) - biri yiyerekkurtulur
biri başkasıyalayarak tutulur -
Birev bilgenni Birev de bilir (as) - birinin bildiğinibir başkası da bilir; ol Birev nüeter işi tüldü
bizni üyden Birev işleydi - bizim evden bir kişiçalışıyor
Someone, someone, some, another; a person, a man