Sarılmak, sarmalanmak,bölenmek, bir şeye sarılmak,kundağa sarılmak
Bölenip beşikgesalınŋan sabiy - kundaklanıp beşiğekonan çocuk
Soslan cuvurğanŋabölenip catadı - Soslan yorganasarılıp yatıyor
lampala cuklanıpşahar karaŋığa bölendi - lambalarsönerek şehir karanlığa gömüldü(sarıldı)
To embrace, to be enveloped, to be divided, to cling to something, to be swaddled