Barışmak, uymak,düzelmek, kendini kaptırmak,uygun gelmek, iyi gelmek,yakışmak, anlaşmak, uyuşmak,intibak etmek
Tatlı zat meŋecaraşmaydı - tatlı şeyler bana iyigelmiyor
caraşıb caşaydıla - anlaşarak yaşıyorlar
kişi bılacaraşmağan - kimseyle uyuşmayan
Kölek meŋe caraşmaydı - gömlekbana yakışmıyor (iyi gelmiyor)
Mızan kozuçuk sürüvge caraşdı - (geç doğan) kuzu sürüye intibaketti
tili caraşhan adam - dili düzgünadam
uşakğa caraşdı - sohbetekendini verdi
kereksiz guruşhaçıbüsürövsüz caraşır - gereksizserzenişte bulunan kendi kendinebarışır (a-s)
To reconcile, to adapt, to get better, to get carried away, to suit, to be good, to suit, to get along, to agree, to adapt