Kaygılanma, üzülme, canağrıtma, ihtimam, özen, özenme,aksama, zarar görme, engel
Carsıv laköb boldula da işni bitdıralmadık - engeller çok oldu da işibitiremedik
atabıznı keçikgenine Carsıv etib turabız - babamızıngecikmesinden dolayı kaygılanıpduruyoruz
işiŋe Carsıv et - işine özengöster
Worry, distress, distress, care, care, care, disruption, damage, obstacle