Al

Turkish Definition

Ön, cephe, ilk, yüz

Karachay - Turkish Examples

Al ayak - önayak

Al canı - ön tarafı

ön cephesi -

Al burun (alğı burun) - ilk önce

Evvela -

Al közüvde - başlangıçta

ilkönce -

ilk anda -

ilk sırada -

Al danartha deri - başlangıçtan sonakadar

cılnı Al ayları - yılın ilk ayları

Sürüvnü Al lı köründü - sürünün önügöründü

Al söz - önsöz

Al lıaylanŋan - iyiliği tutan

iyi ilişkikurmaya hazır görünen -

Al lıaylanŋan cerge ketgen - yüzünündöndüğü yere giden

düşünmedenhareket eden -

Al lın almak - önünüalmak

önüne durmak -

Al bermezge deb küreşedile - fırsatvermemek için uğraşıyorlar

Al bermek - fırsat vermek

imkânvermek -

birbirlerine Al berliktüldüle - birbirlerine üstünlükvermeyecekler

Al lı aylanmak - gönüllenmek

iyiliği tutmak -

iyidavranmaya istekli olmak -

Iştahlanmak -

English Definition

Front, front, first, face