Cızırdatmak, çırçır sesiçıkarmak; yalan söylemek,atmak, savurmak, üfürmek
Calğavuçda çırıldatıp et bişiredi - tavada cızırdatıp et pişiriyor;Soslan kaçan da çırıldatıpsöleşirge öçdü
ol kuru da çırıldatadı - oher zan yalan söyler
To sizzle, to make a ginning sound; to lie, to throw, to throw, to blow