Diye, diyerek, deyip
Deb aytdı - diye söyledi
mıŋa avruydu Deb boşaytadıla - buna hastadır diyeboşuna söylüyorlar
alaydı Deb miturasa? - öyle mi deyipduruyorsun?
Soslan Deb bir konakkelgendi - Soslan diye bir misafirgeldi
oh Deb cuvundum - oh diyerekyıkandım
meni üçün Deb kesiŋikıynama - benim için diye kendinizora sokma
So, saying, saying