Allı

Turkish Definition

Önü, başlangıcı, cephesi, önyüzü, ön tarafı, başı

Karachay - Turkish Examples

Künnü Allı - günün önü

günün başlangıçbölümü -

üy Allı - evin önü (bahçesianlamına da gelir)

eşik Allı - eşikönü

evin bahçesi -

Allı aylanŋan - yüzü yönelen

bir şeyi yapmayaiştahlanan (mec) -

kışnı Allı cumuşakbolsa -

artı zıbır boladı - kışın başıyumuşak olursa

arkası sert olur(halk deyimi) -

bayramnı Allı - arefegünü

bayramdan önceki gün -

Bayramın başlangıcı -

Allı bıla - önüile

üynü Allı bıla ozdula - evin önüsıra geçtiler

Allı nda - başında

Iptidasında -

ön kısmında -

başlangıçkısmında -

kazavatnı Allı nda - savaşınbaşında (iptidasında)

Allı ndan artınaderi - başından sonuna kadar

Amma Allı ında gıkka oynar - nineönünde bebek oynar (bilmece/iğ)

Kıyını Allı ndadı - zoru önündedir

Bütev baylığım Allı ğızdadı - bütünservetim (zenginliğim)31önünüzdedir

Allı alğışlık -

artıkarğışlık - önü dualık

arkasıbeddualık (a-s) -

Allı barnı artı bar - başı olanın sonu da vardır (a-s)

Allı alınırğa kerekdi - önü alınmasılazım

Allı artına aylannık! - önüarkasına dönesice! (kızgınlıkifadesi

küfürle karışık) -

Allı natübegenŋe aytadı - önüne gelenesöylüyor

Allı nda aytılğanıça - başlangıçta söylendiği gibi

English Definition

Front, beginning, front, front, front side, head