Tutuşmak, ateş almak,yanmak; öfkelenmek, parlamak
Çeget kabınŋandı - ormantutuşmuş
kurğak biçenle kabınıpbaradıla - kuru otlar tutuşup gidiyor
Ceŋil kabınŋan adam - çabukparlayan adam
ol kabınıp kalırğaöçdü - o parlamaya hazırdır
To catch fire, to catch fire, to burn; to get angry, to shine