Kenetlenmek, kaskatıkesilmek, sıpsıkı yapışmak
Koyanavruvu tutğan adamnı tişleri karışıpturadı - sara nöbeti tutan hastanındişleri kenetlenip duruyor
Suvukdan cayakları karışhandı - soğuktan yanakları kenetlenmiş
Açı ayazda butlarım kollarımkarışdıla - şiddetli rüzgârdabacaklarım ellerim kaskatıkesildiler
kolları anı beline karışıpkalğandı - elleri onun belinekenetlenivermiş
sabiyçik kolçuğubıla anasını etegine karışıp baradı - çocuk eli ile annesinin eteğineyapışıp gidiyor
To cling together, to become rigid, to cling tightly