Karışmak

Turkish Definition

Kenetlenmek, kaskatıkesilmek, sıpsıkı yapışmak

Karachay - Turkish Examples

Koyanavruvu tutğan adamnı tişleri karışıpturadı - sara nöbeti tutan hastanındişleri kenetlenip duruyor

Suvukdan cayakları karışhandı - soğuktan yanakları kenetlenmiş

Açı ayazda butlarım kollarımkarışdıla - şiddetli rüzgârdabacaklarım ellerim kaskatıkesildiler

kolları anı beline karışıpkalğandı - elleri onun belinekenetlenivermiş

sabiyçik kolçuğubıla anasını etegine karışıp baradı - çocuk eli ile annesinin eteğineyapışıp gidiyor

English Definition

To cling together, to become rigid, to cling tightly