Katın

Turkish Definition

Kadın, karı, eş

Karachay - Turkish Examples

Katın almak - karıalmak

evlenmek -

a Katın - a kadın

Üydegili Katın - çocuklu kadın

üylü Katın - 344evli kadın

tul Katın - dul kadın

tos Katın - metres

kozlağan Katın - doğurmuşkadın

lohusa kadın -

kart Katın - kocakarı

yaşlı kadın -

Katın alsaŋ koluŋabalta al (as) - evlenirsen eline baltaal

Katın alırğa tebreseŋ -

katınsıznıaythanına karama (as) - evlenmeye karar verirsen

bekârınsözüne bakma -

Katın ı amannı sakaltügü çıkğınçı ağarır (as) - karısıfena olanın sakal tüyü çıkmadanağarır

katınnı sıyın eri költürür(as) - kadının onurunu erkek taşır

Katın tabışlı bolsa -

er ırıshılı bolur(as) - kadın doğurğan olursa

erkekbereketli olur -

Katın tutabilmegen Katın ınser eter - karısını taşayamayaninsan karısını sersem eder

Katın üsüne barğandan ese tıbırdakalğan aşhı (as) - karı üstünegitmektense evde kalmak yeğdir

English Definition

Woman, wife, spouse