Kadın, karı, eş
Katın almak - karıalmak
evlenmek -
a Katın - a kadın
Üydegili Katın - çocuklu kadın
üylü Katın - 344evli kadın
tul Katın - dul kadın
tos Katın - metres
kozlağan Katın - doğurmuşkadın
lohusa kadın -
kart Katın - kocakarı
yaşlı kadın -
Katın alsaŋ koluŋabalta al (as) - evlenirsen eline baltaal
Katın alırğa tebreseŋ -
katınsıznıaythanına karama (as) - evlenmeye karar verirsen
bekârınsözüne bakma -
Katın ı amannı sakaltügü çıkğınçı ağarır (as) - karısıfena olanın sakal tüyü çıkmadanağarır
katınnı sıyın eri költürür(as) - kadının onurunu erkek taşır
Katın tabışlı bolsa -
er ırıshılı bolur(as) - kadın doğurğan olursa
erkekbereketli olur -
Katın tutabilmegen Katın ınser eter - karısını taşayamayaninsan karısını sersem eder
Katın üsüne barğandan ese tıbırdakalğan aşhı (as) - karı üstünegitmektense evde kalmak yeğdir
Woman, wife, spouse