Zahmet çekmek,zahmete sokmak, zahmet etmek,zorluk çekmek, sıkıntı çekmek,zahmet çekmek; üzülmek, acıçekmek
Cer azlıkdan kıynalıpcaşaybız - yer azlığından sıkıntıçekerek yaşıyoruz
kesiŋi kıynapküreşme - kendini zahmete sokupuğraşma
allay bir nek kıynalasa - niçin o kadar zahmet etmişsin
nekıynalsam da ol işni eterikme - nekadar zorluk çeksem de o işiyapacağım
caşavda kıynalmağanzavukluknu bağasın bilmeydi - hayatta zorluk çekmeyenmutluluğun değerini bilmez
Kıynalmay taphan aşdan -
kıynalıptaphan taş aşhıdı - zahmetçekmeden elde edilen aştan
Zahmet çekilerek elde edilen taşyeğdir (as); aŋa bir bekkıynalğanma - ona çok üzüldüm
Ölgenŋe bek kıynaldık - ölene çoküzüldük
canım kıynaladı - ruhumacı çekiyor
To trouble, to trouble, to trouble, to suffer, to suffer, to trouble; to be sad, to suffer