Kol, El, Dal, vadi, dere, boğaz
Oŋ Kol - sağ el
sol Kol - sol el
Kol tirmen - el değirmeni
Kol salmak - imza koymak, imzalamak
Kol tutuv - el sıkma, toka
Kol ğa almak - ele almak
Kol ğa cıyıv - ele geçirme
Kol da asıralğan - elde beslenen
Kol una bek - eli sıkı
Kol cazma - el yazma
Kol u caraşħan - eli yakışan
Kol cavluk - mendil
Kol cetdirmek - el sürmek, namusunu kirletmek
Kol u cetmek - eli yetişmek
Kol u cuka - eli ince, elinde parası olmayan
Kol dan kelmek - elinden gelmek
Kol umdan kelmeydi - elimden gelmiyor
Kol kerek - el aleti
Kol kötürmek - el kaldırmak, vurmaya gerilmek, oy verme
Kol kağıv - el vurma, el çırpma
Kol kıyın - el emeği
Kol silkmek - el silkelemek
Kol taş - eltaşı, gülle
Kol taş atıv - gülle atma, eltaşı atma
Kol tutħanlık - el sıkmalık, el sıkmalık armağanı, Türkiye türkçesinde el öpmelik denir
Kol u çibi - eli uzun, çalmaya alışık olan
Kol etmek - el sallamak
canım Kol umda bolsa iyerça boldum (d) - canım elimde olsaydı bırakacak gibi oldum
bir Kol u bir Kol una işanmağan(d) - bir eli bir eline güvenmeyen
Canın Kol una alğança (d) - canını eline almışçasına, çok acele
Birevnü Kol una karağan - başkasının eline bakan, başkasının bakımına muhtaç
Kol u bazık birni cığar, akılı bazık miŋni cığar (as) - eli kalın biri yener, akılı kalın bini yener
Kol uŋda bolsa cuvuk köp (d) - elinde akçan olursa akraban çok
Kol Kol nu cuvar, eki kol betni cuvar (as) - el eli yıkar, iki el yüzü yıkar
Kol u usta altın ayak bıla suv içer (as) - eli uz olan altın tas ile su içer
Kol u ustanı Kol u ortak, sözge ustanı sözü ortak(as) - eli ustanın eli orta malı, söze ustanın sözü orta malı
Nızılı Kol - köknarlı vadi
ullu Kol - büyük vadi
kuru Kol ğa kuş konmaz (as) - kuru dala kuş konmaz
Teberdi, Kobannı em ullu Kol larından biridi - Teberdi ırmağı, Kuban ırmağının en büyük kollarından biridir
Arm, Hand, Branch, valley, stream, strait