Kulak

Turkish Definition

Karachay - Turkish Examples

Kulak ı bek - ağır işiten

Salpı Kulak - sarkık kulaklı

Kulak içi - kulakçukuru

Kulak artı - kulağın arkası

Kulak kemirçek - kulak kıkırdağı

Kulak ıkıçırmak - kulağı çınlamak

Kulak ışuvuldağan - kulağı hışıldayan

Kulak ıduvuldamak - kulağı uğultuyapmak

Kulak ı sak - hassas kulaklı

herşeyi duyan -

kıçırığıŋ bıla kulaklarımısasıtdıŋ - sesinle kulaklarımıpatlattın

Kulak ından tartmak - kulağınıçekmek

Kulak ına kelgenni sanadı - kulağına geleni saydı (anlattı)

Kulak ların turğuzmak - kulaklarındikmek

dikkatle dinlemek -

saŋırav Kulak - sağır kulak

saŋırav Kulak el buzar(d) - sağır kulaklı adam ortalığıkarıştırır

Kulak ğa da almadı - kulağaalmadı

dinlemedi -

Kulak iymek - kulakvermek

dikkatini celbetmek -

cılkı Kulak (bot) - ıspanağa benzeyen bir bitki

Lâbada -

bir Kulak ından kirip bir Kulak ındançıkdı (d) - bir kulağından girdi

birkulağından çıktı -

çunak Kulak lı - güdükkulaklı;

English Definition