Kulak ı bek - ağır işiten
Salpı Kulak - sarkık kulaklı
Kulak içi - kulakçukuru
Kulak artı - kulağın arkası
Kulak kemirçek - kulak kıkırdağı
Kulak ıkıçırmak - kulağı çınlamak
Kulak ışuvuldağan - kulağı hışıldayan
Kulak ıduvuldamak - kulağı uğultuyapmak
Kulak ı sak - hassas kulaklı
herşeyi duyan -
kıçırığıŋ bıla kulaklarımısasıtdıŋ - sesinle kulaklarımıpatlattın
Kulak ından tartmak - kulağınıçekmek
Kulak ına kelgenni sanadı - kulağına geleni saydı (anlattı)
Kulak ların turğuzmak - kulaklarındikmek
dikkatle dinlemek -
saŋırav Kulak - sağır kulak
saŋırav Kulak el buzar(d) - sağır kulaklı adam ortalığıkarıştırır
Kulak ğa da almadı - kulağaalmadı
dinlemedi -
Kulak iymek - kulakvermek
dikkatini celbetmek -
cılkı Kulak (bot) - ıspanağa benzeyen bir bitki
Lâbada -
bir Kulak ından kirip bir Kulak ındançıkdı (d) - bir kulağından girdi
birkulağından çıktı -
çunak Kulak lı - güdükkulaklı;