Oyuk, kovuk, çukur, girinti,köşe
Terekni Kuvuş una kuş uyasalğandı - ağacın oyuğuna kuşyuva yapmış
tişimi Kuvuş u ösüpbaradı - dişimin oyuğu gittikçebüyüyor
otcağanı Kuvuş un sabiyleüleşalmaydıla - ocağın yanındakigirintiyi çocuklar (oturmak için)paylaşamıyorlar
Kuvuş bolmak - oyuklaşmak
oyuk olmak -
kozterekni tönŋegi Kuvuş bolğandı - cevizağacının gövdesi oyuklaşmış
Kayanı Kuvuş una kirip caŋurnutohtarın sakladım - kayanınkovuğuna girerek yağmurundinmesini bekledim
içi Kuvuş du - içiçukurdur
içi Kuvuş taş - içi oyuk taş
Celke Kuvuş - ense çukuru
Kuvuş cayak - çökük yanaklı
Cavity, cavity, depression, recess, corner