Kuvut

Turkish Definition

Kavrulmuş tahılınöğütülmesiyle elde edilen un,kavut

Karachay - Turkish Examples

Kuvut aşap caşaybız - kavutyiyerek geçiniyoruz

buday Kuvut - buğday kavutu

nartüh Kuvut - mısırkavutu

Kuvut cummak - kavut yumağı

Avzuŋda Kuvut cummağıŋmı bardı - ağzında kavut yumağı mı var (d)

Katı aşlık cetginçi kara Kuvut aş bolur - 432ekin olgunlaşana kadar kara kavut(kara arpa kavutu) aş olur (as)

English Definition

Flour obtained by grinding roasted grain, kavut