Sap, tutkuç, tutacak yer
Ağaç Sab lı bıçak - ağaç saplı pıçak
kürek Sab - kürek sapı
baltası suvğa ketgensabın ızından atar (as) - paltasısuya giden
sapını peşinden suyaatarmış -
tas bolğan bıçaknı Sab ı altın(d) - kaybolan bıçağın sapı altın(olur)
Handle, holder, place to hold