Sab

Turkish Definition

Sap, tutkuç, tutacak yer

Karachay - Turkish Examples

Ağaç Sab lı bıçak - ağaç saplı pıçak

kürek Sab - kürek sapı

baltası suvğa ketgensabın ızından atar (as) - paltasısuya giden

sapını peşinden suyaatarmış -

tas bolğan bıçaknı Sab ı altın(d) - kaybolan bıçağın sapı altın(olur)

English Definition

Handle, holder, place to hold