Sabır

Turkish Definition

Sabır, tehammül, dayanma;sakin, yavaş; durma, sakinleşme

Karachay - Turkish Examples

Kalay Sabır etgin - nasıl sabredeceksin

Sabır etmek - sabretmek

Sabır eterge küreşirikse - sabretmeye çalışacaksın

Sabır tübü sarı altın (as) - sabrın sonu sarı altın

sabrın sonu selamet; Sabır kılık - sakin karakter

Sabır adam - sakin adam

Sabır avaz bıla söleşdi - sakin sesle konuştu

Sabır cuvab etdi - sakin karşılık verdi; Sabır bolmak

beklemek -

Sakinleşmek -

cel Sabır boldu - rüzgârsakinleşti

bılayda bir kesekni Sabır bol - burada biraz dur

burada birabekle -

English Definition

Patience, endurance, endurance; calm, slow; do not stop, do not calm down